Haber7 - Gamze Türk, İbrahim Can Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne dava açtı. AYM Başkanı Zühtü Arslan, davayla ilgilenmesi için raportör görevlendirdi. İddianamede; teröristlerin HDP binasında buluştuğu, HDP yöneticilerinin terör örgütüne hizmet ettiği vurgulandı. HDP'nin hiçbir milli meselede Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yanında yer almadığı belirtildi. HDP yöneticilerinin PKK'ya 'terör örgütü'; bölücü eylemlere katılanlara 'terörist' diyemediğinin altı çizildi. Gazeteci Emin Pazarcı, HDP'nin siyasi parti sayılamayacağını söyledi. Araştırmacı Hilmi Daşdemir, toplumdaki beklentileri aktardı, Araştırmacı İhsan Aktaş parti kapatmanın zorlaştırılması gerektiğini; HDP'ninse herhangi bir çaba içine girmediğini kaydetti. HDP'yi bekleyen senaryoları anlatan Avukat Mehmet Sarı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının ilk sinyali, Ankara'dan dosya isteyerek verdiğini ifade etti. SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK? PARTİ KAPANSA BİLE VEKİLLİKLERİ SÜRECEK YARGITAY'DAN AYM'YE DAVA: HDP KAPATILSIN Kamuoyunun yakından takip ettiği uzman isimler, Yargıtay'ın açtığı davanın önemini, Anayasa Mahkemesi'nin nasıl bir yol izleyeceğini Haber7.com'a anlattı. "HDP'Yİ SİYASİ PARTİ OLARAK DEĞERLENDİRMEK YANLIŞ" Emin Pazarcı, Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Bugüne kadar konuşulanın aksine ben demokratik, çağdaş, insan haklarına saygılı bir ülkede HDP gibi bir siyasi partinin faaliyet göstermesini garip buluyorum. HDP’yi siyasi parti olarak değerlendirmek bana göre yanlış. Binlerce örneği var artık, bazı şeyler aştı. Bizim hukuk sistemimizde de odak olmaktan bahsediyor. HDP terörün odağı oldu. Onun için siyasi parti olarak değil bir terör merkezi olarak değerlendirmek gerekir. Terör bir insanlık suçudur. HDP’nin üyeleri de insanlık suçuna ortak olmuştur. Hukuk sistemimiz de böyle bir partinin kapatılması gerektiğini ortaya koyuyor. "OLMASI GEREKEN OLDU" Bence olması gereken oldu. Hukukun gereği yerine getiriliyor. Birtakım tartışmalar var. Siyaseten ne olur gibi. Bunlar da son derece yersiz. Bir hukuk devletinde hukuki adım atarken siyaseten ne olur ne biter diye düşünemezsiniz. Kapatma davası normal bir süreçtir. Tabii birtakım eleştiriler var. Batı’dan gelen ve Türkiye içinden. Ama bunlar kötü niyetli görünüyor. Büyük bir bölümü de HDP’nin ortağı PKK’ya yardım eden, hatta onlara silah veren ülkeler. "AVRUPA'NIN TAVRI ÇİFTE STANDART" İspanya’da ETA’nın siyasi kolu Batasuna kapatıldı. Gerekçesi sadece terörü lanetlememek. Ve bunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de onayladı. Kendilerinde olunca yaşatmıyorlar ama bizde olunca eleştiriler geliyor. Bu adaletsiz bir tavır. Çifte standart. "HUKUK GEÇ KALDI" Hilmi Daşdemir, OPTİMAR Başkanı Bunu kamuoyuna sorduğumuzda yüzde 66’lık destek olduğunu gözlemledik. Bu önemli bir sonuç. Bunların parti kırılımlarına bakıldığı zaman da AK Parti’de yüzde 78, MHP’De yüzde 82, İYİ Parti’de yüzde 72,5. HDP’nin kapatılması gerektiğini düşünüyor. Hatta HDP içerisindeki 7,2’lik kesim de HDP’nin kapatılması görüşünü beyan ediyor. Yaptığımız başka araştırmalar da var. Orada da sonuç yüzde 59 çıktı. Bu açıdan önemli. Onun dışında bakıldığı zaman HDP’nin terörle iltisakı ve buna benzer süreçler açısından şimdiye kadar çoktan kapatılması gerekiyordu. Bu anlamda hukuk da biraz geç kalmış denilebilir. "KAPATMA BAZEN MOTİVE ETTİ, BAZEN ZORLUĞA NEDEN OLDU" İhsan Aktaş, GENAR Başkanı Kapatma davaları birinci derecede yargının meselesidir. Elbette yargı bu işi sonuna kadar götürecek. Kapatma kararı çıkabilir, dava reddedilebilir veya kısmi anlamda bazı cezalar verilebilir. Daha çok insanlar siyasi yansımalarını merak ediyor. Her zaman kapatma davalarının siyasal sonuçları olmuştur. Bazen kapatılan parti için motivasyon olmuştur, bazen zorluklarla karşılaşmıştır. Ama bu partiler yeteri kadar kapatıldı ve yeni parti kuruldu. Burada sadece AK Parti olsun ve bizler gibi daha çok parti kapatmaya karşı olan insanlar; mümkün mertebe parti kapatmanın zorlaşmasını ve parti kapatma olmaması yönünde eğilimimiz var. Ama HDP bu konuda bir çaba içerisine girmedi. Çözüm sürecinde eyvallah, belli başlı Türkiye partisi olma formasyonunu koydular. Orada da sadece Türkiye partisi olma bile kamuoyu desteğini artırdı. Ama çözüm süreci bittikten sonra Türkiye partisi olmaktan vazgeçtiler. Hiçbir zaman ne güneydoğu Anadolu'ya dönük, ne bölgeye ne de Türkiye’ye dönük siyaset geliştirmediler. "HDP İŞİ KOLAYLAŞTIRMADI" Dediğim gibi eğilimimiz daha özgürlükçü, demokrat bir tutumdan yana. Ama Türkiye’de HDP bu özgürlükçü ve demokrat tutumdan yana olan insanların işini kolaylaştırmadı. DAVANIN İLK BELİRTİSİ... Av. Dr. Mehmet Sarı, TÜRKAD Başkanı Eğer dava kabul edilirse, sonrasında HDP’nin kapatılması davası başlayacak. Öncelikle taraflara ilişkin sürecin değerlendirilmesi, raportörle durumun netleştirmesi, sonrasında kararın açıklanması olması gereken bir durum. İddianamenin içinde önemli deliller var. 6-8 Ekim olaylarında özellikle HDP yöneticilerinin KCK dediğimiz üst yapıyla, PKK yönetiminin vermiş olduğu talimatlarla 53 vatandaşımızın hayatını kaybetmesini, 35 tane şehirde hayatın durmasına, hatta kamu düzeninin yok edilmesine dönük olaylar silsilesi yaşandı. Sayın Başsavcı, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava ve içeriğindeki bilgileri istemişti. Aslında kapatma davasına ilişkin ilk belirti olduğunu da burada ifade etmem lazım. HDP yöneticisi, üyesi, milletvekili sıfatı taşıyan kimselerin terör örgütü mensuplarının cenazelerine katılmaları, HDP belediyelerinde maaşlardan belli miktarda paraların PKK’ya aktarıldığı yönündeki tespitler, şu an itibariyle HDP yöneticisi, üyesi, milletvekili kişiler hakkında açılan davalarda verilmiş kesin kararlar gibi… Tüm bunlar bir bütün olarak iddianamenin içinde delil olarak Anayasa Mahkemesi’ne sunulmuş durumda. Sayın Başsavcının iddianamenin içindeki veriler kamuoyunun nezdinde de malum olan meseleler. Anayasa Mahkemesi yapacağı yargılama neticesinde bir karar verecek. HDP'Yİ BEKLEYEN SEÇENEKLER Bunun dışında HDP’nin doğrudan PKK’nın etki alanında, onun kontrolünde bir yapı olduğunu; onun dışında başka bir organizasyon oluşturma ihtimalinin olmadığını da biliyoruz. Bu çerçevede yargılama sürecinin devam edeceğini ve nihayetinde siyasi partiler kanunun elverdiği şartlar ve Anayasa’nın 68. Maddesinin 4. Fıkrasındaki terör eylemleri ve şiddetin odağı haline geldiği kanaati oluşması halinde Anayasa Mahkemesi tarafından kapatma kararı verilebileceği gibi diğer seçeneklerden biri olarak yaptırım kararı alınabileceğini ifade edebilirim. HDP'nin kapatılmasının sonuçları nasıl olur? İki yönlü tezahür olabilir. Geçmişte kapatılan siyasi partilere baktığımızda, kapatılan partiler ya da dışarıdan müdahaleyle bölünen partiler bundan sonra kendini toparlayamadı gerçeği var. Örneğin Refah Partisinden sonra Fazilet Partisi’nin, Fazilet Partisi’nden sonra Saadet Partisi’nin tam anlamıyla kan kaybına uğrayarak eridiği, mevcut şartlardaki yönetici kadrosuyla çok yol alamadığı gerçekliği var. Aynı şekilde sağ partiler açısından Demokrat Parti’de de durum farklı olmadı. Tabii marjinal partiler vardır, bunlar yapılarını farklı şekilde sürdürmeye çalışsa da onlarda da çok ciddi zemin kaybı oldu. Özellikle mağduriyet algısıyla toplumda geniş bir tabandan karşılık görüp dalga oluşturabilir mi yönünde görüşler var. Ben buna çok ihtimal vermiyorum. PKK’nın güneydoğu bölgemizde yapmış olduğu tahribatlar, bölgede oluşturduğu çok önemli problemlerin sonucunda bölgede çok ciddi kan kaybına uğradılar. Ama asıl kaybettiği husus; sahadaki, sokaktaki etki alanını kaybetti. Önceden Diyarbakır’da yapılabilen çok kalabalık mitingleri yapamaz hale geldi. EVLAT NÖBETİNDEKİ ANNELERDEN HDP'YE KAPATMA DAVASINA DESTEK "HDP VE PKK'NIN OLUŞTURDUĞU KORKU CİDDİ TEPKİYE SEBEP OLDU" 2015 sonrası devletin yaptığı operasyonlar sonrasında bölgede HDP’nin yaptığı çok yoğun çağrılara rağmen Kandil’deki teröristlerin çok yoğun çağrılarına rağmen HDP yöneticileri sokakta çok büyük tepkilerle karşılaştı. Diyarbakır’da 100 kişilik kitleleri toplayamaz hale geldi. Ben bu açıdan kapatmanın mağduriyet algısıyla çok ciddi taban oluşturabileceğine ihtimal vermiyorum. HDP’nin ve PKK’nın bölgede oluşturduğu korku, şiddet ve terör çok uzun yıllar insanlarda çok ciddi tepkiye sebep oldu. Aslında Türkiye’nin partisi olması yönünde insanımızın beklentisi var. Gerek Kandil’deki teröristlerin, uluslararası istihbarat örgütünden aldığı destekle Türkiye partisi olma, ayrılıkçı ve doğal olarak şiddetten beslenen yanından sıyrılma ihtimali kalmadı. Çünkü partinin kodlanışı, partinin kuruluşu, tasavvur edilişindeki problemden kaynaklanıyor. Kandil’de elinde silah olan teröristlerin kontrolünde siyaset yapma çabasıydı, o da karşılık bulmadı. KAYNAK: HABER7 | ÖZEL
