Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz’da kayboldu. Ailesinin başvurusu üzerine jandarma ve polis ekipleri, arama çalışması başlattı. Yapılan çalışmalar sırasında şüpheli ifadeleri nedeniyle gözaltına alınan Cemal Metin Avcı ifadesinde, Pınar’ı çıkan kavgada elleriyle boğup öldürdüğünü, bağ evinde cesedini çöp varilinde yakıp, üzerine beton döktüğünü itiraf etti. Avcı’nın gösterdiği yerde bulunan varilde, Pınar’ın yanmış cesedine ulaşıldı. Pınar, memleketi Bitlis’in Hizan ilçesinde toprağa verilirken, şüpheli, sevk edildiği adliyede ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek adam öldürmek’ suçundan çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı da evli ve 1 çocuk babası Metin Cemal Avcı hakkında ‘canavarca hisle adam öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı. Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen ve iddanamede yer alan Avcı’nın ifadesi tüyler ürpertti.
Ayrılmak istediği Pınar’ın kendisini, ilişkilerini ailesi ile kızına anlatmakla tehdit ettiğini öne süren Avcı, şunları söyledi:
“Pınar ile bir gün önce WhatsApp’tan buluşmak istediğini yazdı. Ertesi gün buluşmayı kabul ettim amacım ilişkimi bitirmekti. Yanımda yüklü para vardı. O parayı verip tamamen kurtulmak istiyordum. Kötekli’den araçla gelip, AVM’nin karşısında bulunan ışıklardan Pınar’ı aldım. Saat 15.00 sıralarıydı. Karabağlar Yaylası’ndaki babamın evine gittik. ‘Benden ne istediğini’ sordum, tartıştık. Pınar çantasında getirdiği bıçağı çıkarıp, önce kendi boğazına sonrasında da benim boğazıma doğru yaklaştırınca, yumruk attım. Yere düşüp, başını çarptı. Sanırım başının arka kısmını yere çarptı. Biraz kan aktı. Yerdeyken yüzüne bir yumruk daha attım. Hatırladığım kadarıyla yere düştükten sonra bir kere vurdum. Hareket etmediğini fark ettim ve boğazını 15-20 saniye kadar sıktım. Nefes alıp almadığını, tepki verip, vermediğini kontrol ettim ancak nefes almıyordu. Sonrasında ne yapacağımı bilemedim. Yerde yatar vaziyette duruyordu, 5-10 dakika bir şey yapmadan bekledim. Herkesin öğrenmesinden çok korktum. Ne yapacağımı bilemedim.”
Avcı ifadesini şöyle sürdürdü:
“Aklıma ailem geldi. Ne yapacağımı düşünmeye başladım. Aklıma bahçedeki varil geldi. Bu varil bahçedeki çöpleri ve benzeri şeyleri yakmak için kullandığımız bir varildi. Varili evin içerisine getirdim. Pınar’ı varilin içerisine koymak istedim ancak elimden kayıyordu. Sabit tutmak için orada bulunan ipi boğazına sardım. Bir elimle ayaklarından diğer elimle de boğazına sardığım ipten tutarak varilin içerisine koydum. Bu sırada Pınar’da herhangi bir hayat emaresi yoktu. Daha sonra varili evin içinde, üzerine odun atmak suretiyle yakmaya çalıştım. Evin içi duman doldu, varili tuvalet tarafına götürdüm. Varil evin içinde yanmayınca ve evi duman kaplayınca endişeye kapıldım. Varilin evde yanmayacağını anladım. Sonra Pınar’ın telefonunu yanıma alıp, benzin almak için aracıma bindim. İlk önce yayla tarafına gittim, ne yapacağımı bilemeden korkarak geri döndüm. Pınar, Akyaka’da kalıyordu. Telefonu ‘Akyaka’da sinyal versin’ diye oraya doğru yola çıktım. Akyaka Kavşağı’na vardığımda alt geçitten yeni yapılan yerden geri döndüm. Kavşağa yaklaşık 1-2 kilometre kala Pınar’ın sim kartını telefondan çıkardım ve dişimle ısırarak kırdım, parça parça camdan attım. Muğla’ya döndüm. Eve gidip, tişörtümü ve şortumu değiştirdim. Sonrasında deterjan ile tişörtü çitiledim.”
Daha sonra akaryakıt istasyonundan 2 adet 1,5 litrelik pet şişede benzin ve aracına mazot aldığını aktaran Avcı, “Tekrar yaylada bulunan eve döndüm. Evin içindeki varili bahçeye çıkardım. Varilin içerisine biraz tahta parçası attım, üzerine benzin döküp, yaktım. Benzini bir anda dökmemle alev yükseldi. Bahçede bulunan asma çardağının bir kısmı ve ağaç yaprakları yandı. Alevleri, yan komşu Melek teyze gördü ve ‘Ne yaptın yangın çıkacak’ dedi. ‘Plastik kasalar var onları yaktım’ deyince, ‘Bu havada yangın çıkar yakma’ dedi ve gitti. Ben de daha sonra iş yerime geldim, çalıştım. Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim” dedi.
Katil zanlısı Avcı ifadesinin son kısmında da şöyle konuştu:
“Gece saat 23.00 gibi gittiğimde varilin içerisine su dökerek söndürdüm ve palet yardımı ile üç basamak aşağıda olan depo gibi bir yere koydum. Sonra evime gittim, yattım. Olanları kimseye anlatmadım. Ertesi gün saat 15.00 -16.00 gibi dükkandan yemek için çıktım. Yaylaya gittim. Aracı yanaştırmıştım, kapılarını da kimse görmemesi için açmıştım. Balyozla, varilin ağzını küçültmek için yamulttum. Varili paletin üzerine yerleştirdim. Paleti varille birlikte kaldırarak aracın içerisine ittim. Varili aracın arka kısmına yerleştirdim ve beton döktükten sonra ağzını yumdum. Arabaya binip, Dirgeme yoluna varmadan Gülağzı tarafına ayrılan yola döndüm. 1-1.5 kilometre sonra yolun sağ tarafına yanaştım. Aracı geri geri yanaştırdım. Arkasını dereye doğru verdim. Arka kapıları açtım ve yine palet yardımı ile varili indirdim. Sonra hiçbir şey olmamış gibi eve gittim. Pınar’ın arkadaşları beni aradı birkaç gün sonra. Ben de Pınar’ı hiç görmediğimi söyledim.”
Cemal Metin Avcı’nın tutuklanan kardeşi Mertcan Avcı (26) hakkında da ‘Suç delillerini gizleme, yok etme ve değiştirme’ suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istenen 11 sayfalık iddianameyi kabul eden Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmayı 9 Kasım günü görecek.
Kaynak: DHA
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.