5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde iklim krizinin varlığını bir kez daha hatırlatan Global Compact Türkiye, havadaki sera gazı miktarının dünya için hala büyük bir tehdit oluşturduğunu, salgın ve iklim krizi ile ilgili konuların bir arada ele alınması gerektiğini vurguladı. Global Compact Türkiye Çevre Çalışma Grubu Eş Başkanı Servet Yıldırım, tarihte yaşanan tüm krizlerden sonra karbon emisyonlarının eskisinden daha yüksek seviyeye çıktığını, iklim krizinin Dünya için hala en büyük tehditlerden biri olduğunu ve bulunduğumuz dönemde de bu kriz ile ilgili çalışmalarına ara vermediklerini söyledi.
Birleşmiş Milletler’in çevre alanında dünya çapındaki farkındalığı ve faaliyetleri desteklemek amacıyla dikkat çektiği önemli bir gün olan 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Global Compact Türkiye, iklim krizinin varlığının bir kez daha altını çizdi. Geçtiğimiz günlerde Science Based Targets, UN Global Compact ve We Mean Business’ın çağrısına cevap veren toplam piyasa değeri 2.4 trilyon doları aşan ve 5 milyondan fazla çalışanı temsil eden 155 şirket, hükümetleri COVİD-19 salgını ile ilgili ekonomik yardım ve kurtarma çalışmalarını iklim krizine uyarlamaya çağıran bir bildiri yayınladı. Şirketler iklim krizinin, salgın krizine göre çok daha vahim sonuçlarının olacağının altını çizerek, 1.5 santigrat derece taahhütlerinin yerine getirilebilmesi ve gelecekte yaşanabilecek şoklara karşı direnç sağlanabilmesi için güçlü iklim politikalarına ihtiyaç duyulduğunu hatırlattı.
Paris İklim Anlaşması’nı imzalayan ülkeler küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin altında tutulmasını taahhüt ediyor. Ancak sıcak artışının etkileri üzerine yapılan son çalışmalar, ülke taahhütlerinin 1.5 santigrat derecenin altına çekilmesinin gerekliliğini vurguluyor.
İklim krizi ile ilgili farkındalık çalışmalarını COVİD-19 salgını döneminde de durdurmadıklarını ifade eden Global Compact Türkiye Çevre Çalışma Grubu Eş Başkanı Servet Yıldırım şu bilgileri verdi: “Ulusal Katkı Beyanları’na ve SKA’lara ulaşmak amacıyla çevre ile ilgili adımlarımızı daha somut bir seviyeye çıkarmamız gerekiyor. Bu kapsamda UN Global Compact olarak sera gazı emisyonu, hava kirliliği, su ve malzeme yönetimi ve atık yönetimi gibi temel konulardaki çalışmalarımızı yaşadığımız bu pandemi döneminde tekrar ele alıyoruz. Pandemi sırasında da küresel bir iklim krizi ile karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha hatırlamamız gerekiyor. Birbirine bağlı bu krizler karşısında tüm sorunları ele almaya gücümüz yetmeyebilir. Ancak bunun için elimizden gelen tüm çabayı sarf etmemiz gerekiyor. İklim ve çevre krizi her zaman olduğu gibi şu an da gündemimizde. Maalesef bu konu, pandemi sonrasında da hayatımızda olacak. Tarih boyunca yaşanan tüm krizlerde karbon emisyonları düşerken, kriz sonrasında eskisinden daha da yüksek karbon emisyonu rakamlarına ulaşıldı. Dolayısıyla eylem planlarımızı çevre konusunu da ele alarak değerlendirmemiz ve iş modellerimizi bu yönde değiştirmemiz gerekiyor. Birçok
şirket, bu zor zamanlarda bile emisyon azaltma planlarını benimsemenin gerçekten mümkün ve karlı olduğunu bizlere gösteriyor. Politika yapıcıların, yeşil büyümenin en iyi büyüme stratejisi olduğunu gösteren aksiyonların aldığını görmek bizi mutlu ediyor. COVİD-19 salgını yaşadığımız son kötü olay olmayacak. Bugünler bizi bekleyen daha büyük sınavlar için adeta bir test niteliğinde. Bu krizden aldığımız en büyük ders şirketlerin yaşanabilecek krizlere karşı daha hazırlıklı olmaları gerektiğidir. Bu doğrultuda iş dünyası olarak cesur ve vizyoner işbirliklerine ihtiyacımız olduğunu söylemek istiyorum. Yeni normalin, dünyamıza zarar vermemesi adına herkesi bir aktivist gibi davranmaya çağırıyoruz. ”
SALGIN DÖNEMİNDE ARTAN PLASTİK KULLANIMI DÜNYA’YI TEHDİT EDİYOR
2019 yılında plastik kirliliği ile mücadele kapsamında İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, TÜSİAD işbirliği ile hayata geçirilen İş Dünyası Plastik Girişimi’nin pandemi döneminde şirketlere yol göstermeye devam ettiğini belirten Global Compact Türkiye, plastik atığının ekosistem dengeleri üzerinde oluşturduğu riske 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında bir kez daha dikkat çekti. Sağlık ve hijyen malzemelerinin yanı sıra açıkta ürün satın almama isteği, meyve ve sebzelerin marketlerde poşetle satılır hale gelmesi bu dönemde tek kullanımlıklara olan talebi; buna bağlı olarak da plastik atık oranını artıran etkenler arasında bulunuyor. Global Compact Türkiye önümüzdeki dönemde alınan önlemlerin ve değişen tüketim alışkanlıklarının plastik atığı ile mücadeleye zarar vermeyecek şekilde kurgulanması gerektiğini vurguluyor. . Plastik konusundaki farkındalık ve eylem çalışmalarını sürdüren Global Compact Türkiye geçtiğimiz günlerde İş Dünyası Plastik Girişimi bünyesinde şirketlerinde dahil olduğu bir webinar düzenledi. İş Dünyası Plastik Girişimi paydaşları ile beraber taahhütlerine sarılan şirketlere bu doğrultuda yol göstermeye ve şirketleri bilgilendirmeye devam ediyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.